SAĞLIK
Giriş Tarihi : 21-04-2024 17:37

Dr. Samet Bayrak'tan Gaziantep'in sağlık geçmişine ışık tutan kitap

Gaziantep Kent Konseyi Başkanı Dr. Samet Bayrak, Gaziantep'in sağlık geçmişine ışık tutan kitabıyla ilgili www.memohaber.com’a özel açıklamalarda bulundu

Dr. Samet Bayrak'tan Gaziantep'in sağlık geçmişine ışık tutan kitap

Gaziantep Kent Konseyi Başkanı Dr. Samet Bayrak, Gaziantep'in sağlık geçmişine ışık tutan ve uzun yıllardı emek verdiği 742 sayfalık kitabını tamamladı. Gaziantep'te sağlık alanında 50 yılın üzerinde hizmet veren ve kentte taraflı tarafsız herkesin saygı duyduğu bir isim olan Bayrak, Cumhuriyetin ilan edildiği yıllardan günümüze kadar Gaziantep’te sağlık alanında yaşanan hemen hemen her konunun yer aldığı kitabı ile ilgili www.memohaber.com genel yayın yönetmeni Mehmet Taşçı’ya özel açıklamalarda bulundu. Bayrak, dikkat çeken kitabında Türkiye'de ve dünyada ilk Çocuk Trahom Hastanesi'nin 1953 yılında Gaziantep'te kurulduğunu ve dönemin başbakanı Adnan Menderes tarafından bizzat açıldığına da vurgu yaptı.

Sözlerine yıllardır emek verdiği kitabı ile ilgili bilgiler vererek başlayan Bayrak, “Bu kitap, Gaziantep'in sağlık tarihiyle ilgili 1920-1970 arasını özellikle o tarih aralığını taradık. Çeşitli kaynaklardan faydalandık. Bu arada kaynaklar arasında büyük bir oranda Gaziantep'in yerel basınının, mahalli basınının çok önemli kayıtlarına rastladık. Tarihçilere sorduğumda Türkiye Cumhuriyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu 23 Nisan 1923. Oradan başladık. Burada başladığımızda özellikle Antep Harbi'nde yapılan sağlık hizmetlerini geniş bir şekilde burada doktorlar tutun kimler ne hizmette bulunmuş, ne katkıda bulunmuşlar hepsini taradım, buldum ve kayıtlara geçirdim. Bu arada benim de daha önce bilmediğim birçok bilgilere vakıf oldum. Bu arada Cumhuriyet kurulduktan sonra yani Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923'te ilan edildikten sonra Türkiye'nin genel olarak salgın hastalıklarla ilgili sayılara baktığınızda örneğin şehrimizde trahomlu hasta sayısı oranı Gaziantep'te yüzde 71, Kilis'te yüzde 93. Besni Gaziantep'e bağlı, Nizip ve diğer ilçelerinde körlük oranı da çok fazla ve bu bölgenin adı o zaman körlüler bölgesiymiş. Gaziantep, Besni, Adıyaman, Urfa bu bölgenin adı körlüler bölgesiymiş. Sıtma son derecesi yaygınmış. Sıtma hastalığıyla ilgili şu bilgilere ulaştım. Köylü özellikle İslahiye tarafında, Nizip tarafında kendi ekinini kendi ektiğini sıtmaya yakalandığı için toplayamaz hale gelmiş. Millet halsiz, yorgun ve evinden çıkamamış. Bataklıklar kurutulmuş. Bu arada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emirleriyle Gaziantep'e özellikle bu bölgeye Ankara'dan doktorlar gönderilmiş ve çeşitli tahsisatlar gönderilmiş. Örneğin Sağlık Bakanı Refik Saydam’ın Atatürk'ün kendi ıslak imzalarıyla gönderilen belgelerin hepsi burada var. Bu arada frengi hastalığı yaygın. Onunla ilgili Erzurum'dan Emine Bingöl Hanım Akyol'da kurulan Zührevi hastalıklarla mücadele polikliniği kurulmuş. Yani Gaziantep kendi göbeğini kendisi kesmiş ve bu hastalıklarla mücadele etmiş. Ayrıca mesela o zamanlar Gaziantep’te olup da tıp fakültesine gidip eğitim gören doktor olanların hepsi memleketine gelmiş, hizmet etmiş, ihtisas yapmışlar, geri dönmüşler. Yine bu memlekete hizmet etmişler. Örneğin Hübeydullah Efendi'nin oğlu Abdükadir Göksel muayenehanesinde bedava, tifo aşısı yapmış vatandaşlara. O zaman tifo çok fazla. Yerel adı da Karahumma. Ondan sonra o zamanki adıyla Memleket Hastanesi, Amerikan Hastanesi'nin yan tarafı, sonra bilahare orası, Sağlık Müdürlüğü olarak kullanıldı. 1967 de yıkılan Ersin Aslan Devlet Hastanesi'nin altmış yedide orası kuruldu. Ondan sonra Hürriyet Caddesi'ne geçti ve adı Devlet Hastanesi oldu. Sonra o eski memleket hastanesini akıl hastanesi olarak yapmayı, hizmete sokmayı düşünmüşler. İhalesini de yapmışlar. Fakat bizim parlamenterlerimiz bu işi takip etmemişler. Ondan sonra müptel olmuş ve orası da virane bir şekilde şimdi bekliyor. Arkasından Kilisliler ne yapmış? Kilisliler Ankara'ya yazmışlar, çizmişler şu bu. Kendileri buraya bir doğum evi yapalım demişler ve Kilisliler yardım toplayarak Kilise bir doğum evi yapıp ve hastaneye ek bina yapıp hastalıklarla mücadele etmeye çalışmışlar. Yapmışlar helal olsun adamlara. Bu arada sağlık taramaları çok enteresan olmuş. Bu sağlık taramalarında cezaevindekiler, okuldakiler iş yerlerinde çalışanların hepsi taranmış menenjit aşısı dahil, tifo aşısı dahil bir geniş halk taraması yapılmış. Bu arada benim bin dokuz yüz elli yedi yılında ilkokula başladığım yıllarda sağlık memurları gelir, trahom var mı diye bizim gözümüzü muayene ederlerdi. O zamanlar Gaziantep'te üç tane Trahomlu Mektebi vardı. Bunlar Sakarya Mektebi, İsmetpaşa Mektebi, Bostancı Mektebi, ilkokulu. trahomlu olanlar orada okur, tedavi olduktan sonra istediği yere gider, eğitimi sürdürürlerdi. 1930 yılında Gaziantep'te ilk defa on yataklı bir doğum evi yapılmış. Ondan sonra çok büyük hizmetler yapılmış. Çünkü o zamanlar doğuma bağlı kadın ölümleri, lohusa ölümleri çok fazlaydı. İşte bizim de aklımızın yettiği o zaman ne vardı? Kadınlar lohusalık devresinde vefat ettiği zaman erkek bir daha evlenir. İşte babadan bir, anadan ayrı özler ve bebekler oldu. En önemlisi trahomla mücadele. Trahomlu mücadelede ne yapmışız? Trahomlu mücadelede Türkiye'ye ve dünyaya örnek olmuşuz. Ben bunu birçok yerel yöneticilere de söyledim, devlet erkanına da söyledim. Mesela birçok konferansta da anlattım. Rahmetli Doktor Şefik Elbeyli, göz doktoru Ondan sonra Şefik Bey Trahom Hastanesi'nde görevli. Orada; “Poliklinik yapıyoruz. Hasta muayene ediyoruz. Çocuklar büyükler küçükler olmaz. Çocuklar için ayrı hastane yapalım” demiş. Nizipli, Asiye ve Ragıp Oral hanımefendi, beyefendi Tilmen Oteli'nin altında şimdi Asiye Ragıp Oral ana çocuk sahada merkezini çocuk trahomlu hastanesi olarak açmışlar. Bu dünyada bir ilk burada fotoğrafları da var” dedi.

Kitapta Gaziantep'te geçmiş dönemde yaşanan salgınlarla ilgili bilgiler yer aldı

Kitabında Gaziantep tarihinde sağlık alanında yaşanan dikkat çeken olayların da yer aldığını ifade eden Bayrak, “19. yüzyıl ve 20. yüzyıl, ikiyi ayıralım. 19. yüzyılda burada kolera ve çiçek salgın olmuş. O zaman tabi Antep'te iki tane hastane var. Biri Amerikan hastanesi tepe başında, diğeri de bahçeli evlerin alt tarafında. Hamidiye Gureba ve Hamidiye Nisa yani erkek ve kadın hastanesi var. Sarı Hastane, Beyaz Hastane diğer adı. Abdülhamid devrinde kurulmuş, 1895'te bu kolera salgın olmuş, çiçek salgın olmuş. O hastaneler yapılmış, hizmete açılmış. Ondan sonra yine salgın hastalıklar olmuş ama benim kayıtlarda bulduğum ve benim de bizzat yaşadığım işte o zaman sizlerle yeni tanıştığım 1975 yılı demek ki 49 50 sene olmuş sizlerle olan dostluğumuz yarım asırlık Gaziantep'e merkez hükümet tabibi olarak tayin oldum. 75, 76, 77'de Gaziantep'te kolera salgını yaşadık ve onda da çok iyi mücadele edildi. Bu mücadelede rehberimiz nedir? Rehberimiz o zamanlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün o devirde 30'lu yıllarda yaptığı bilim ve akıl yolu. Net sayılar yok. Yalnız o konuda Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin kent arşivi çok güzel bir kitap yayınladı. Osmanlı kayıtları onlar, net şeyler yok. Yalnız o yarım kaldı. Korona salgınında, bu pandemi salgınında daha doğrusu nasıl planlanmış? Doktor Refik Saydam Sağlık Bakanı o zaman seyyar sağlık ekipleri kurmuş, köylere göndermişler. Orada taramalar olmuş, trahom, sıtma orada tedavi edilmiş. Orada gerekli mücadeleler yapılmış. Vermiş merkeze, yirmi köye bir sağlık merkezi kurulup ekip orada kalmış. Ondan sonra da yine mücadeleye devam edilmiş. Buradan örnek alarak biz Kent Konseyi olarak Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fatma Şahin hanımefendinin yardımları ve destekleriyle şimdi şöyle örneğin Hacı Baba'dan veya şehrin güneyindeki yukarı bayırdan vatandaş otobüse binecek gelecek mücahitlerde test yaptırıp görevine gidecek. Eğer virüsü kapmışsa başkasına bulaştıracak veya hastanede kaptığı zaman da toplu taşıma ve evine götürecek. Peki biz ne yaptık? Camilere ve taziye evlerine PCR test istasyonları kuruldu. Bilahare aşı istasyonları kuruldu. Ve ne oldu? Bu aşı istasyonları kuruldu. Aşı sayesinde Gaziantep'te çünkü etrafa ulaştı. Veya hasta olanların belirtileri, hastalığın şiddetleri daha azaldı” ifadelerini kullandı.

“Bu kitaba 3,5 yıl emek verdim, Gaziantep’te uzun yıllar önce çok ilginç ameliyatlar yapılmış”

Kitabın içeriğiyle ilgili de önemli detayları aktaran Bayrak, “Bu kitap 742 sayfa. Ben buna üç buçuk sene emek verdim. Tek başıma aldım götürdüm. Ama bunun için de en az yirmi, yirmi bir bin sayfa kaynak taradım. Emek ürünü bu. Yani mesela bak burada 1951 yılında, 50 yılında, 53 yılında ne ameliyatlar yapılmış. Kaç tane hasta muayene edilmiş. Hatta ne buldum 1949 çok enteresan. 1949 yılında Gaziantep'te burada cinsiyet değişim ameliyatı yapılmış. 1962 yılında yine cinsiyet değişim ameliyatı yapılmış. Ve o zaman kulak burun boğaz doktorları devlet hastanesinde burun estetik ameliyatı yapmışlar. Mesela Gaziantepli doktorlar Gaziantepliler memleketine sahip çıkmış. 1947’de veya 1946 yılında Verem Savaş Derneği kurulmuş. Tabakhanede Sinler diye bir yer var. Hala duruyor o. Oraya Dispanser yapmışlar, veremli hastalar için. Bu sefer röntgen cihazı yok. Yazmışlar Ankara'ya, ödenek yok demişler. Para toplayıp röntgen cihazı almışlar bazı Antepliler” ifadelerine yer verdi.

“Gaziantep’te yatak ve poliklinik sayısı artırılmalı”

Gaziantep’in günümüz sağlık durumu ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bayrak, “Şimdi Gaziantep'te şehir hastanesine dün gittim. Gayet mükemmel bir hastane açılmış. Şimdi burada eksiğimiz var. Japonya'da nüfus artışına bağlı olarak hastanede yatak sayısı artar. Tıp fakültesini düşünün. Tıp fakültesindeki yatak sayısı yıllar öncekiyle sabit. Yatak sayısı artırılmadan bu iş olmaz. Gaziantep Şehir Hastanesi'ne 800 personel tayin edilmiş. Burada yapılacak şu, ben de kamu hastanesinde çalıştım. Poliklinik sayıları artırılmalı. Her doktorun baktığı hasta sayısı ne kadar düşürülürse doktor o kadar ona faydalı olur. Bütün mesele o. Yoksa ben şu kadar şu hastaneyi açtım, şu kadar yataktayım. Bu olmaz, bu çözüm değil. Personel sayısını da artıracaksın” diyerek sözlerine son verdi.

AdminAdmin